Laboratuvarlar

MOLEKÜLER GENETİK LABORATUVARI

İntergen Genetik ve Nadir Hastalıklar Tanı Araştırma ve Uygulama Merkezi olarak Moleküler Laboratuvar çalışmalarına 2008 yılında başladık.

Moleküler laboratuvarında, DNA ve RNA düzeyinde oluşan değişikler sonucu ortaya çıkan hastalıkların tanısında rol alan laboratuvar çalışmalarını yapmaktayız. Yaptığımız çalışmalar neticesinde verdiğimiz sonuçlar ile hastalıklara erken dönmede teşhis konulmasını ve tedavi süreçlerinin planlanması için ışık tutmaktayız.

Moleküler laboratuvarımızda tıpta kullanılan neredeyse tüm tanısal moleküler testler ve neredeyse tüm laboratuvar teknikleri kullanılmaktadır.

Testlerimizin %90'ını kendi tasarımlarımızla gerçekleştirmekteyiz. Yaptığımız çalışmalarımız yurtiçinde, TS EN ISO 15189 Tıbbi Laboratuvarlar Kalite ve Yeterlilik kapsamında akredite olmuştur.

 

SİTOGENETİK LABORATUVARI

İnsan sitogenetiği, 19. yüzyılın sonlarında, kromozomların yapı, işlev ve evrimini araştıran bir araştırma alanı olarak ortaya çıkmıştır. Flemming 1882’de ilk kromozom çizimlerini yayınlamış, 1888’de ise ilk kez Waldeyer “kromozom” terimini kullanmıştır.

Bir sonraki aşamaya 20. yüzyılın başlarında geçilmiştir. “İnsanlarda kaç kromozom vardır?” sorusuna cevap bulmak için insan karyotipi üzerine yapılan çalışmalar yıllarca devam etmiştir. 1912 yılında  Winiwarter, sperm hücresinde 47 kromozom olduğunu; yumurta hücresinde ise 48 kromozom olduğunu bildirmiştir. 1922 yılında  Painter, kromozom sayısının 46 veya 48 olduğu hakkında yorum yapmış başta 46 olduğunu belirtirken Painter, sonrasında fikrini  48 olarak değiştirmiştir. Otuz yıldan fazla bir süre boyunca bilim kitaplarında insan kromozom sayısı 48 kalmıştır. Yeni tekniklerin gelişmesi ile  Levan'ın laboratuvarında araştırmacılar 1955 yılında insan karyotipinin 46 kromozom içerdiğini kanıtlamıştır.

Son 65-70 yılda yeni teknolojiler geliştikçe kromozomlar çok daha detaylı olarak incelenmeye başlanmış, bantlama yöntemleri gelişmiş ve hastalıklarla ilişkisi net olarak tespit edilmiştir. Teknoloji her geçen gün ilerlemektedir. Ama mamutların bile DNA’sının tespit edildiği yeni nesil dizi analizi yöntemlerinin kullanıldığı bu dönemde bile hala kromozom analizi birçok hastalık için tanı koymada altın standart olma özelliğini korumaktadır.

Kromozomal hastalıklar genetik hastalıkların yaklaşık üçte birini oluşturmaktadır. Doğum öncesi gebelikte amniyon sıvısı, koryon villus örneklemesi ve kordosentez yöntemleri ile alınan materyallerden, doğum sonrası periferik kandan veya cilt gibi farklı dokulardan, hematolojik hastalıklarda kan ve kemik iliğinden, gebelik kayıplarında düşük materyalinden kromozom analizi yapılabilmektedir. Bir dokudan kromozom elde edebilmek için en önemli kural dokudaki hücrelerin canlı olmasıdır ve bölünebilen hücreler olmasıdır. Hangi dokudan çalışılırsa çalışılsın önce dokudaki hücreleri çoğaltmak için özel besin maddeleri ve bölünmeyi uyarıcı solüsyonlar kullanılarak çalışma başlatılır. Neredeyse her aşaması bu konuda uzman olan bir kişi tarafından yapılır. Robotize sistemler sitogenetik çalışmaların çok az kısmında kullanılabilir. Bu sebeple dikkat, tecrübe ve el becerisi çok önemlidir. Sitogenetik çalışmalar çok uzun bir süre daha kullanılmaya devam edilecektir.

Kromozomlar DNA’nın paketlenmiş halidir. İnsan hücresinde DNA’nın toplam açılmış uzunluğu 2 m’dir. Bu DNA çapı 5-10 mikrometre olan nukleusa sığması için histon proteinlerle paketlenir. Kromatin DNA ve proteinlerden oluşan bir yapıdır. DNA’nın yaklaşık iki katı protein içerirler. Kromatinin temel proteinleri negatif yüklü DNA molekülüne bağlanmayı kolaylaştıran bazik amino asitleri (arjinin, ve lizin) yüksek oranda içeren küçük proteinler olan histonlardır. Beş temel tip histon vardır.(H1, H2A, H2B, H3, ve H4) Histonların oluşturdukları kütle hücrenin DNA’sına yaklaşık olarak eşittir. Kromatin ayrıca DNA replikasyonu ve gen anlatımı dahil çeşitli aktivitelerden sorumlu histon dışı kromozomal proteinleri de kapsar. Kromozomlar da mitoz aşamasında kısalmış, kalınlaşmış yaklaşık 10.000 kat kondense hale geçmiştir ve ışık mikroskobunda görünür hale gelmiş yapılardır. Normalde hücrede DNA iplikciği şeklinde bulunan kromozomlar, mitoz aşamasında kısalıp kalınlaşarak hem genetik materyalin hücre bölünmesi sırasında eksiksiz ve hatasız bir şekilde yavru hücrelere geçmesini sağlamış olur. Hem de DNA’nın hasara uğramasını önler ve gen ekspresyonu ve DNA replikasyonunu kontrol eder.

İntergen Sitogenetikte neler yapar:

• Merkez kadromuzun yüzbinlerce seviyesinde hasta ve örnek deneyimi vardır.

• Tüm sitogenetik ve moleküler sitogenetik teknikler kullanılmaktadır.

• Kültürü yapılabilen tüm dokulardan kromozom testleri yapılabilmektedir.

• Kanser testleri, lösemi-lenfoma gibi hematolojik malignite testleri uygulanmaktadır.

• Mozaik marker kromozom tanımlaması gibi dünyada çok az merkezde yapılan teknikler dahil birçok yöntem kullanılmaktadır.

• Sorularınız için merkezimizle bağlantı kurunuz.

 

PATOLOJİ LABORATUVARI

Patoloji; pathos (hastalık) ve logos (bilim) kelimelerinden oluşan ve hastalıkların bilimsel yöntemlerle incelendiği cerrahi tıp bilimleri arasında yer alan klinik tıp alanıdır.

Cerrahi Patoloji

Cerrahi patolojinin tanısal işlemleri çok çeşitli teknikleri içerir. En temel teknik makroskopik düzeydedir ve numuneyi sadece çıplak gözle görmek patoloğa teşhis koymak için yeterli bilgiyi sağlayabilir. Bununla birlikte, çoğu zaman patolog, yeterli bir teşhis ve prognoz için mikroskobik inceleme de yapar. Bu nedenle mikroskop, bir patoloğun kullandığı birincil araçlardan biridir. Cerrahi patoloji sadece göze ve mikroskopa dayanmaz. Patoloji çalışmalarının neredeyse her aşaması el emeği gerektirir. Cihazlar belli hazırlık aşamalarında kullanılır. Sonrasında iyi bir teknisyen tüm hazırlığı tamamlar. Patoloji laboratuvarlarında hekim ve teknisyen bir arada ve uyumla çalışmalıdır. Bu sebeple bir preparatın hazırlanması, kesitin nereden alınacağı, fiksasyonun nasıl yapılacağı, boyanın nasıl olduğu, kesitin hangi incelikle alınacağı gibi detaylar tanı başarısında çok önemlidir.  Bu da bilginin yanında deneyim ve tecrübenin ne kadar önemli olduğunu göstermektedir.

Genetik ve Patoloji

Günümüz dünyasında patoloji, ve genetik iki evli branş gibidir. Özellikle kanser çalışmalarında özelikle de somatik mutasyonların araştırılmasında iki branş bir arada çalışır. Doku laboratuvara geldiğinde patoloji biriminde makroskobi çalışmaları yapılır. Kanserin cinsine göre nerelerden ve kaç parça kesit alınacağı ve çalışmanın nasıl yapılacağı belirlenir. Dokudan hangi çalışma yapılırsa yapılsın ilk aşamada gelen dokunun hangi bölgesi kanser dokusudur belirlenmesi gerekir. İncelenecek bölgede kanser dokusunun tüm dokunun ne kadar bir kısmını kapladığı belirlenir. Bu ön çalışmadan sonra hangi yöntemle çalışma yapılacaksa ona yönelik detaylı çalışmalar başlatılır. Dizi analizi yapılması gerekiyorsa işaretli bölgeden doku alınır DNA izolasyonu yapılır ve hangi gen çalışılacaksa çalışma başlatılır. FISH yapılacaksa FISH çalışmasına uygun kalınlıkta kesitler alınır. Bu kesitlerde kanserli bölge işaretlenir ve bu bölgeye prob damlatılarak çalışma yapılır.

İntergen hem patoloji hem genetik laboratuvarı olan az sayıdaki laboratuvardan biridir. Birlikte çalışma kültürünü hasta lehine avantaja çeviren bir merkezdir. Gelen örnekler için klinik bilgi alınır ve patoloji genetik ortak konsey yapılıp hasta için en doğru testler belirlenir.

Aynı şekilde “fetal patoloji” çalışmalarında da patoloji ve genetik birlikte çalışmalıdır. Fetal ultrasonografi de anomali saptanması sebebiyle tahliye edilen veya intrauterin ex olmuş bir fetüsün tanısının konması istendiği zaman yine genetik ve patoloji birlikte çalışmalıdır. Post mortem muayenede tespit edilen dismorfik bulgular, prenatal bulgular, ultrason bulguları, obstetrik öykü ve aileden alınan aile bilgileri ile genetikçi bir ön tanı belirler ve patoloğa detaylı bilgi verir. Patolog önemli olan gözden kaçmaması gereken detayları öğrenir. Bu bilgiler ışığında patolog otopsi yapar. Plasenta bu aşamada çok önemlidir. Bazen tanı sadece plasentanın incelenmesi ile konulabilir. Bu sebeple Bu çalışma istendiği zaman örneğin nasıl gönderileceği, nasıl muhafaza edileceği konusunda merkezimizden bilgi alınmalı ve bu kadar kıymetli bir dokunun en iyi koşullarda çalışılması sağlanmalıdır. Bu çalışmalar ailenin sonraki gebelikleri için ve ailede başka risk altında kimse olup olmadığını belirlemek için çok önemlidir.